6 Ağustos 2016 Cumartesi

GÜZELLİKLERİ GÖRMEYİ SEÇİYORUM





GÜZELLİKLERİ GÖRMEYİ SEÇİYORUM

Son dönemde milletçe yaşadığımız bu üzücü olaylarla birlikte kronikleşmeye başlamış bir mutsuzluk ve keyifsizlik halinin sizi ele geçirmekte olduğunu mu hissediyorsunuz? Sosyal medyada sürekli olarak üzücü ve olumsuz gelişmeleri, paylaşımları takip ediyor ve bu durumun sizi huzursuz etmesine izin veriyor, hatta belki evden bile çıkmak istemiyor, yaşam enerjinizi dört duvar arasında karamsar bir şekilde tüketmekle uğraşıyorsunuz. Belki de artık bu karamsar havadan kendinizi kurtarmanın zamanının geldiğini düşünüyor ve tam olarak ne yapacağınızı bilemiyorsunuz.

Özellikle yaşadığımız bu olaylarla birlikte son dönem Türkiye’sinde sizin gibi hisseden ve düşünen o kadar çok insan var ki. Umudumuz en kısa zamanda her şeyin yoluna girmesi ve bu güzel ülkemizde huzur ve mutluluk içinde yaşamak… Peki ya nasıl? Mevcut meselelerin yoluna girmesi konusu bizim kontrolümüzde olamayabilir ama huzur ve mutluluk içinde yaşamakla ilgili kendi kontrolümüzde olabilecek durumlar var.

Haydi, biraz kendinizi şöyle bir dışardan seyredin… Bir gününüzü genelde ne tür duygu ve düşünceler içinde geçiriyorsunuz? Genelde evinizde ya da işinizde yakınlarınızla ya da arkadaşlarınızla olan sohbetleriniz ne üzerine? Neler okuyorsunuz? Televizyonda neler seyrediyorsunuz? Ne tür müzikler dinliyorsunuz? Lütfen tüm bunları şu anda gözünüzde canlandırın ve günlük yaşamınızdaki bu seçimlerinizle ilgili kendinizde bir farkındalık oluşturun. Belki pek çoğunuz özellikle bu son dönemde günlük hayat içerisinde karamsar sohbetler yaptığını, iç karartan haberler ya da yazılar okuduğunu, yine iç karartan haberleri ya da sohbetleri televizyonda seyrettiğini ya da radyoda dinlediğini fark edecektir. Peki ya aslında karamsarlığın da bir seçim olduğunun ve bunu seçerek kendinize ve çevrenize zarar verdiğinizin farkında mısınız?

Gününüzün karamsar düşüncelerle geçmesi o günün sonunda olumsuz duygular hissetmenizi kaçınılmaz kılacaktır. Bu durumda neler yapmalı ki, bu olumsuz duygular artık kronikleşip hayatınızı olumsuz anlamda etkilemeye başlamasın ve sizi depresif bir hayattan uzak tutsun?

Günlük yaşamdaki tercihlerinize dikkat... Günlük yaşamda sizi karamsarlığa sürükleyen ne varsa mümkün olduğunca kendinizi uzak tutmaya çalışın. Örneğin çevrenizle yaptığınız sohbetleri, okuduğunuz haber ya da yazıları, seyrettiğiniz ya da dinlediğiniz kanalları, sosyal medyada takip ettiğiniz kişileri ve dinlediğiniz müziği seçerken elinizden geldiğince dikkatli olun. Sizi aşağıya çekecek konular, haberler, yazılar ya da kişiler olmasın lütfen. Hatta günlük konuşma dilinizdeki sözcükleri dahi özenle seçin.  Olumsuz sözcükler olmamasına dikkat edin. 

Hayatınızdaki güzelliklere odaklanın… Buradaki mesaj tabi ki yaşanılan olumsuzlukları bir kenara atıp, vurdumduymaz bir hayat yaşamak değil. Bunları göz ardı etmeyin ancak diğer yanda günlük hayatınızdaki güzellikleri de yakalamak için biraz çaba sarf edin. Koçluk seanslarımda, düzenli olarak bir hafta boyunca her gün o gün yaşadığı en güzel üç şeyi yazmasını istediğim danışanlarım genellikle ilk başta çok zorlandıklarını dile getiriyorlar. İlk günler çoğunlukla güzel, kayda değer yaşadıkları listelenecek bir şey olmadığını söylüyorlar. Aslında insanların kendi değerlendirme çıtaları o kadar yüksek ki pek çok insan yaşadığının bir güzellik olduğunu farkına bile varamıyor. Sabahları sağlıklı bir şekilde gözünü açıp hayata yeniden başlıyor olmak bile aslında otomatiğe bağlı sanılan ama hiç garantisi olmayan çok önemli bir nimet. Bununla birlikte yolunda giden, aksaklık yaşanmayan her şey bir güzellik aslında... Sevdiklerinizi görüyorsanız ve onlarla birlikte keyifli vakit geçirebilme potansiyeliniz varsa ne mutlu size… Tabi ki hepiniz bunların ne kadar önemli ve değerli olduklarını biliyorsunuz ama yaşam meşgalesi içinde unutuyorsunuz maalesef.

Hayatınızdaki güzelliklere odaklanmayı unutmamak, bunu yaşam biçimine dönüştürebilmek için neler yapabilirsiniz?

Öncelikle olumlu düşünmek… Biliyor musunuz yapılan araştırmalar değişim sürecinde en kolay geliştirilen kişisel özelliklerden birinin iyimserlik olduğunu söylüyor. Dolayısıyla herkes “ben karamsar bir insanım, değişmem çok zor” modundan çıkabilir, iyimser olabilmenin yollarını aramaya başlayabilir. En başta kendim olmak üzere, çevremde bu değişimi yaşamış çok sayıda insanı örnek olarak gösterebilirim.  Yeterli çaba ve özeni sarf edip, gerekli pratiği yaptıktan sonra bu değişimin yaşanabileceğine kesinlikle inanıyorum.

“Üç Güzel Şey” Egzersizi

Daha mutlu ve keyifli hissetmenizi ve iyimserliğinizi geliştirmenizi sağlayacak, yukarıda da kısaca değindiğim bir yöntem bu… Bir hafta boyunca her gece yatmadan önce o gün sahip olduğunuz ya da yaşadığınız “üç güzel şeyi “yazın. Daha fazlasını mı yazıyorsunuz? Harikasınız devam edin. Aklınıza bir şey gelmiyor mu? Düşünün mutlaka var. Başta zor olabilir ama sonra rahatlayacaksınız. Bir haftanın sonunda ne aşamada olduğunuzu fark etmeye çalışın.  Danışanlarım arasında başta” hiç bir şey bulamıyorum” diyenler bir hafta sonrasında üçten fazla maddeyi rahatlıkla sıralayabilecek duruma gelmişlerdi. Bir haftadan sonra da yazmaya devam edin. Artık otomatiğe bağlandığını düşündüğünüz andan itibaren, yazmayı tercih etmeyebilir, gece yattığınızda sadece düşünerek de bu egzersizi yapabilirsiniz.

Üniversitedeki ilk yılımdı. Hayatımın en güzel yılları olmalı diye düşünüyordum ve bir günlük tutarak kayda almak istedim yaşadıklarımı. (O zamanlar çeşitli uygulamalarla zamanı kayıt altına alabileceğimiz bırakın Facebook, internet bile yoktu). Yazmaya başladığımda her gün aynı şeyleri yazdığımı fark ettim. Ve o zaman dedim ki  “güzel şeyler kayda almak için güzel şeyler yaşamalıyım”… O zihniyetle yola çıkarak aslında günlerimi dolu dolu ve güzelliklere odaklanarak yaşamaya başladım. Hayatımın erken bir döneminde yaşamış olduğum bu değerli farkındalık aynı zamanda o yaşlarda elimde olan güzellikleri görmeme de yardımcı olmuştu.  Bu “üç güzel şey” egzersizinin de bu farkındalığı sağlamada buna benzer, önemli bir gücü olduğunu düşünüyorum. Bu örnekteki gibi güzel şeyler yazmak için güzel şeyler yapma çabasına girersek bu zor günleri biraz daha rahat atlatırız diye düşünüyorum.

Tekrar tekrar dile getiriyorum ama öte yanda her şeyi tozpembe görmekten bahsetmiyorum, lütfen bununla karıştırmayalım. Olumsuzlukları bir kenara atmadan, varlığını kabul edip,  geliştirmek için çaba harcamak gerektiğinin bilincinde olmak gerekiyor. Kendinizi aşağıya çekerek bunu halledemezsiniz. Ruh halinizi olumluya dönüştürmelisiniz ki, yapmanız gereken her neyse bunu kolaylıkla yapabilin. O yüzden de olumsuzlukları bilmek ve yadsımamak ancak öte yanda da sahip olduğunuz güçlü alanlar neler bunları görebilme yetisine sahip olmak gerekir. Bardağın boş tarafına odaklanıp kendinizi kötü hissedip strese sokmaktansa, dolu tarafında neyin olduğunu keşfedip onunla kendinizi iyi hissetmenizi sağlamanız sizin için daha iyi olacaktır.

Hadi lütfen artık biraz silkelenelim. Üzerimizdeki olumsuzlukları dökelim ve yaşadığımız güzelliklerin farkında olmaya çalışalım. Kontrol edebildiğimiz alanları sağlıklı bir şekilde yönetmeye odaklanalım. Kendimize ve çevremize zarar verme seçimini bir kenara bırakıp, olumlu olana odaklanalım ve haydi lütfen bu gece başlayalım…

Bir madde de benden size armağan olsun. “ Hayatımda artık güzellikleri görmeyi seçmeye başladım”

Sevgiyle kalın J

Muazzez Atilan

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder